12 Şubat 2011 Cumartesi

MAASTRICHT



belediye otobüsüyle hollanda yolculuğu !!!
Hasselt'tan Maastricht 1 saat sürüyo. öğrenciyseniz şehirde otobüsler bedava, Maastricht'e de 45 nolu otobüs gidiyo.bunu bilsek de başka bir ülkeye geçiyoruz diye para vermemiz gerektiğini düşündük ve 3 euro ödedik.

belki biraz pis ama leziz italyan restoranı..


Malesef hava yağmurluydu biraz dolandık, kahvaltı etmeden yola çıktığımızdan, yakınlarda bulduğumuz bir italyan restorantına oturduk, margaritam pek büyük ve lezzetliydi. orda da türkçe konuşan birini buldum ne çok türk var buralarda..gerçi o iranlıymış seneler seneler önce çalışmaya istanbula gelmiş 3 ay kadar kalmış...restorantın adını hatırlamıyorum pizza mizza yüzde 20 öğrenci indirimi gibi bişiler yazıyodu onu hatırlıyorum =)

                                                      gezmece tozmaca...

neyse yemeğimizi yedikten sonra şöyle bir dükkanları dolandık kıyafetlere bakındık, ve sonra botumuzda yerimizi aldık .=) botun içi bildiğin geceymiş gibi hissettiriyor oysa saat 2 falan.. bi kaç saat sonra çıkıp leziz tatlılarımızı yedik ve otobüs durağına yol aldık ...5 gibi eve döndük. yağmur yüzünden aslında etrafı da çoookk fazla dolanmadık, ama hollanda ben seni şimdiden pek sevdim....=)

düzeltme; evet o üç euro yu vermeden otobüse binebiliyorsunuz ama öğrendim ki eğer kontrol olursa siz yol üstündeyken 70 euro gibi bir ceza ödemek gerekiyormuş...o yüzden dediğime bakmayın 3 euro yu ödeyin ...=)

5 Şubat 2011 Cumartesi

yolculuk ve ilk günler

 03.02.2011
sabah erkenden kalktım zaten çok uyumamışım, içimde biraz heyecan biraz telaş. bavulum kapanmıyor içinden bornoz çıkartılıyor,konulacak üç beş şey konulamıyor,diş fırçası unutuluyor...sonra bir telefon geldim aşşağıdayım. kazım ! beni motorla sabiha gökçen'e götürecek. annemler arabaya ben motora çıkıyoruz yola. saat 08:00 falan...
hava soğuk,kazımın verdiği dizlikler bana büyük geliyor kaskımın camını tam kapamamışım.. malum motor rüzgar deli gibi esiyor uçtum uçucam. neyse, donuyorum tabi dizlerim buz kesiyor burnum donuyor..ama hiç olmadığı kadar da güzel bir yolculuk.. ilk gaza yüklendiğinde annneeee diye bağırmamdan sonraki tüm hızlanmalara alışıyorum. soğuk hariç. 
hava alanına varıyoruz babam çay demlemiş poğaça almış (off canım çekti) sıcak arabada tıkınıp ısınıyoruz. ve tabi işlemler derken..uçağa biniyorum elveda istanbul!!!
neredeyse tüm yolculuk uyudum uyanıp uyanıp camdan baktım ama gözlerini açabilene aşkolsun.çok uykusuzmuşum. neyse brüksele varıyorum kontrolden geçerken önümde biri var . azime. orada karşılaşıyoruz. azime seramik bölümünden marmarada okuyor. elinde phl kağıdıyla bizi bekleyen adamı görüyoruz. o bizi arabayla studho ya götürecek..
45 dk gibi bi süre sonra iniyoruz azimeyle. çatlamışım tabi ben hemen bi sigara içiyorum. studhoda kağıtlarımızı imzalıyoruz anahtarlarımızı alıp odalara çıkıyoruz. küçük dikdörtgen lavabosu kitaplığı yatağı masası ve dolabı var. fena değil ama sanki çok da temiz değil.. neyse musluktan sadece sıcak su akıyor moralim bozuluyor. dışarı çıkıp tuvaletlere bakıyorum kızlı erkekli ortak ne kadar temiz olabilir diyorum..sigara sadece dışarda içiliyor. odamda balkon yok azimede var. soruyorum boş balkonlu oda yok diyolar.. reva mı bu? ( ama sanki bugün gördüm bi balkonlu boş oda tekrar sorucaam bakalım..neyse eşyaları bırakıp dolanmaya çıkıyoruz azimeyle hem bir şeyler almak tıkınmak falan derek...epey yürüyoruz dönüşteyolda bizden 1 hafta önce gelen türklerle karşılaşıyoruz bizim yurttalarmış..iyi ve yardımseverlerdi ama bi daha görmedim henüz onları. odama geliyorum temizlik yapıp yerleşiyorum tabi arada nete bağlanmaya çalışıyorum telefonun açık değilmiş yurtdışına zaten..aşşa veya azimenin odasına gidip sigara içiyorum, netim oluyor annemleri görüp, biraz oturup nasıl uyicam derken sabah zar zor uyanıyorum.
04.02.2011
9'da okulda natalie yle buluşmamız gerekiyor da ondan. giyiniyorum azimeyle çıkıyoruz yola. elimizdeki planla okul bulmaya çalışıyoruz..ve varıyoruz güzel pek güzel okulu beğeniyorum. öğrenci kartlarımızı çıkarıyor natalie kağıt imzalıyoruz yine. katharina gelmiş bir de bizimle aynı gün. takı tasarımı bölümünde alman. onunla tanışıyoruz. dirk bize atölyeleri güzel sanatlar binasını falan gezdiriyo..okulda yemeği nasıl nereden alacağımızı fanlatıyo. sabah yediğim 1 metrelik sandviçten 3 ısırık alıp bırakmışım..açım ama öğlen de üşeniyorum yiyesim gelmiyo. okuldan çıkıyoruz studhoya varıyoruz. biraz oturup uyuyorum. katharina geliyo odama çıkıcaz diye sözleşmiştik . tabak çanak bornoz ve diş fırçası almam gerek. katha da şampuan vs.. azime çok yorgun gelmiyor. katha ile baya dolanıyoruz çünkü ben dünkü gittiğim marketlerin yolunu tekrar bulamıyorum. =) çok acıkmışım hamburger yiyorum tabi o da yarım..=) tekrar odaya geliyorum. bir iki saat sonra sergi varmış öğrencilerin takı sergisi.öğrencilerin satış da yapabileceği bir galeri açmışlar. çok hoş ve güzel bir fikir. hepberaber ona gidiyoruz . takılara bakıp biraz durup çıkıyoruz. ikinci gün ikinci içkimizi içmeye önünden geçtiğimiz van gogh a giriyoruz sokaklar bomboş ama mekanlar dolu gençlerle. çok yorgunuz az duruyoruz studhoya dönüp uyuyoruz .
05.02.1011
 3. gün bugün.daha çıkmadım hasta olacak gibiyim. akşama nightclub a gideriz diye konuşmuştuk onun için iyi olmalıyım...azime dışarı çıkmıştı tabak bardak almış bana da. şimdilik idare ediyoruz işteee=)